|
Gezegenlerin kendileri ısı ve ışın yayınlamazlar, ancak
Güneş’ten aldıkları ışınların bir kısmını yansıtırlar. Bu
yansıtma sonucu gökyüzünde parlak bir yıldız gibi gözükürler.
Bütün gezegenler, Güneş çevresinde elips bir yörünge çizerek
hareket ederler.
Gezegenler, uzayda parlayan
yıldızlardan kolaylıkla ayırt edilebilir. Şöyle ki, Gezegenlerin
ışıkları yıldızlar gibi kırpışmaz ışıkları atmosferden doğrudan
doğruya gelir.
Yıldızların
görülebilen bir karakteristik özelliği, onları Güneş Sisteminin
beş gezegeni olan Merkür, Venüs, Mars ve Jüpiter ve Satürn’den
ayırır. Gezegenler durgun bir ışıkla
gözükürlerken, yıldızlar devamlı parıldarlar. Parıldama
yıldızların Dünyaya olan mesâfelerinin uzaklığı ve atmosferin
yoğunluğunun ortaya getirdiği bir olaydır. Bunun anlamı da
yıldızların Dünyaya olan çok fazla uzaklıklarından dolayı büyük
diskler hâlinde değil de çok küçük ışık kaynakları hâlinde
görüldükleridir. Gezegenler Dünyaya yakın olduklarından disk
hâlinde gözükürler. Atmosferdeki yoğunluk değişiklikleri yıldız
ve Gezegenlerden gelen ışıkların kırılmasına ve yansımasına
sebep olur, böylece parıltılı görüntüleri meydana getirmiş
olurlar. Yıldızlar ışık kaynakları olduklarından parlıyor
gözükürler. Gezegenler disk olduklarından üzerlerindeki
noktaların parıltıları yok olur, duru bir ışığa sâhip olurlar.
Ufukta gözüken gezegenlerse daha yoğun Atmosferle kaplı
olduklarından parlar gibi gözükürler.
Güneş ışığı
dünyanın atmosferine çarpınca dağılır. Dünya atmosferinin
moleküllerine çarpan fotonlar yansıyarak dağılırlar. Havanın
molekülleri ışığın dalga boyundan çok daha ufak olduğundan hava
molekülleri kısa dalga boylarını uzunlarından daha etkin şekilde
dağıtır ve yansıtır. Mavi ışık kırmızıdan fazla dağıldığından
atmosfer “mavi renkte” görülür. Bu nedenden [sebepten] dolayı
gök mavidir. Ay’da atmosfer olmadığından gök siyahtır.
Güneşden gelen ışık atmosferimizin
tarafından çeşitli yönlerde dağıtılırken bir kısmı geriye
yansırken bir bölümü çeşitli yönlerden gözümüze gelir. Güneş
batarken, öğlende gördüğümüzden daha uzun bir atmosfer tabakası
arkasında görülür. Mavi ışık bu yolda dağılarak gözümüze
kırmızı ışık gelir.
Bulutsuz bir
gecede gökyüzüne bakalım. Gezegenleri tanımaya başlayalım :
Venüs, çoğu zaman,
Güneş battıktan az sonra batıda ya
da Güneş doğmadan az önce doğuda görünür. Bu nedenle Venüs’e
«Akşam Yıldızı», «Sabah Yıldızı» adları
da verilmiştir.
Merkür de, Güneş doğmadan az önce
ve Güneş batmadan az sonra batıda görünür. Gökyüzünde oldukça
alçak yerdedir. Venüs kadar parlak değildir. Her zaman
göremeyiz.
Gökyüzünde oldukça yüksekte olan ve Güneş battıktan uzun bir
süre sonra görünen gezegenler de Mars, Jüpiter ve Satürn’dür.
Mars kırmızımsı, Satürn sarımsı renktedir. Jüpiter görünen bu üç
gezegenin en parlağıdır.
** ** ** ** **
MERKÜR :
Merkür Güneşe
en yakın gezegendir ve Güneşten olan maksimum uzanımı 28 den
fazla olmaz. Merkür gezegenini, bu küçük uzanımdan dolayı,
Yerden görmek zordur. En iyi görülme zamanı batı uzanımında iken
Güneş doğmadan en çok 2 saat önce, doğu uzanımında Güneş
battıktan en çok 2 saat sonradır.
Merkür’ün
parlaklığı gökyüzünün en parlak yıldızı olan
Sirius yıldızının
parlaklığından fazladır. Buna rağmen gezegenin gözlenmesi
oldukça güçtür. Buna sebep; Güneşe oldukça yakın olmasıdır.
Merkür’ün ekvator çapı 4880 km’dir.
Kütlesi çok küçük, ağırlığı Yer’in ağırlığının yaklaşık yirmide biri kadardır.
Bir karşılaştırma gerekirse, Yer’e değil de Ay’a göre yapmak yerinde olur.
Çekiminin zayıf olması nedeniyle, atmosferinin aşağı yukarı tümünü yitirdiği
sanılmaktadır. Bununla birlikte Fransız gökbilimcisi Dollfus ve Rus
gökbilimcisi Moroz, bir karbondioksit atmosferinin izlerine rastladıklarını
ileri sürmüşlerdir. Yüzeyinin hemen üstündeki az miktarda hidrojen, helyum ve
oksijenin, Güneş rüzgarı kökenli olduğu düşünülmektedir.
Merkür, dolanımını yaklaşık 88 Yer gününde tamamlar; dolayısıyla
Merkür yılı, Yer yılından dört kat kısadır. Güneş’e uzaklığı yaklaşık 58 milyon
km’dir; bu nedenle, Güneş’in yaydığı ışınım ve taneciklerle baştan başa taranır.
Merkür’ün yüzeyinde, Ay’daki denizleri oluşturan büyük lav akıntılarına benzer,
koyu renkli, hareketsiz lekeler görülür; ancak bunları gözlemlemek ve gezegenin
haritasını çizmek oldukça güçtür.

** ** **
** **
VENÜS:
Venüs, Güneş ve Ay’dan sonra
gökyüzünün en parlak gök cismidir. Bir iç gezegen olduğundan
Güneş’den fazla ayrılamaz. Bu
nedenle [sebeple] Güneş battıktan biraz sonra batıda
ya da Güneş doğmadan biraz önce
doğuda [en çok 3’er saat] görünür. İnsanoğlu onu tarihte iki
ayrı gök cismi olarak tanımlamış, sabah yıldızı ve
akşam yıldızı olarak
adlandırmıştır. Ayrıca yere bakan yüzeyinin %30’u
aydınlıktır yani hilâl şeklinde gözükür. Yörüngesindeki konumuna
göre Ay gibi çeşitli evreler gösterir..
Venüs, o kadar
parlaktır ki, gökyüzünde bulunduğu bölgeye uygun hava
koşullarında [dikkatle] bakılırsa çıplak gözle gündüz ışığında
bile gözlemek mümkündür. Parlaklık bakımından öteki gökcisimleri
ile mukayese yapacak olursak Jüpiter’in 6 katı ve gökyüzünün en
parlak yıldızı olan Sirius’ün
15 katı parlaklığındadır.
Yersel
gezegenlere hiç benzemeyen Jüpiter, gök yüzünün Güneş, Ay ve
Venüs’den sonra en parlak cismidir.
Çok seyrek olarak bazen Mars da gök yüzünde Jüpiter’den daha
parlak görülebilir.
Venüs de Merkür
gibi gökyüzünde hep Güneşle aynı tarafta bulunur; ancak o ve
Güneş arasındaki açısal uzaklığın 47 dereceye kadar çıktığı
olur. Yani bu, Venüs’ün, gün batımından sonra veya
gündoğumundan önce, beş buçuk saat kadar görülebildiği zamanlar
olduğu anlamına gelir. Bu durumda onu, karanlık zemin üzerinde
muhteşem bir şekilde parıldarken görebiliriz.

* Gökyüzünde Türk bayrağı
şeklinin oluşması olayının Türk milleti açısından en ünlüsünün,
28 Temmuz 1389 yılında Kosova Meydan Muharebesi sonunda Jüpiter
veya Venüs gezegeninin HilâlAy'ın
önüne gelmesi ve bu görüntünün şehit bir askerin göllenen kanına
yansıyarak Türk Bayrağı'nın oluşmasına ilham kaynağı oluşuyla
gerçekleştiğini bilmeyenimiz yok gibidir.
* 15 Temmuz hain darbe girişiminin 2.
yılında... Bu özel günde şehitlerimiz pek çok etkinlikle
anılırken, gökyüzünde de çok özel bir manzara yaşandı.
Gökyüzünde ortaya çıkan Hilâl Ay ve Venüs Gezegeninin Yıldız
şeklindeki görüntüsü, Türk bayrağını şeklini aldı.
15 Temmuz 2018 Tarihine rastlayan özel bir günde semalarda,hilal biçimi
alan aya çok yaklaşan Venüs gezegenin Türk bayrağındaki formuna
benzer bir düzene gelmesi çok anlamlı oldu.....
Hilal Ay'ın Venüs
ile Buluşması İle Alakalı Birkaç Fotoğraf



15 Temmuz 2018 Tarihinde Hilal Ay'ın Venüs ile
Buluşması
** ** ** ** **
MARS :
Eski
adıyla Merih, Güneş Sistemi'nin dördüncü gezegenidir. Adını Roma tanrısı
Mars'tan almıştır.
Mars, Dünyaya 1988’deki gibi yakın
bir konumdayken, gökyüzündeki cisimlerin neredeyse hepsinden
(Güneş, Ay ve Venüs’ü hariç tutarsak hepsinden) daha parlak
olur. Ama karşı-konum sonrasında, Kutup Yıldızı gibi ikinci
kadirden bir gök cismi olarak görülür.
Merih’in çapı 6794 km, kütlesi Yer kütlesinin %11’i kadardır.
Yüzeyindeki genelçekim, Yer’deki çekimin yüzde 38’i kadardır; yani, Yer’de 70 kg
olan bir astronot, Merih’te 27 kg gelecektir Bu zayıf genelçekim, gezegenin
çevresinde önemli bir atmosfer tutulmasına olanak vermemiş ve gaz moleküllerinin
büyük bölümünün, uzayda dağılmasına yol açmıştır. Söz konusu atmosfer
tabakasının düşük yoğunluğu, ancak böyle bir olayla açıklanabilir. ABD uzay
araçları Mariner 4, 6, 7, 9’un ve SSCB uzay araçları Mars 2 ve 3’ün yardımıyla
elde edilen bulgulara göre, çevresinde, 30 km yükseltideki Yer atmosferine
eşdeğerli olan seyreltik bir atmosfer vardır.

*** *** ****
**** **** **** **** ****
MEHAZLAR
:
1. Türk-İslâm Astronomi Bilginleri
ve Gökyüzü Bilgileri
2. Yeni Rehber Ansiklopedisi
3. Bilim ve Teknik Dergisi
4. Kozmos'dan
Kuantum'a..
5. Astronomi ve Uzay Bilimleri
6. Gezegenler Kılavuzu
|
|
|